26 Haziran 2015 Cuma

Dilimli Patlıcan Musakka -lezzet garanti-


Dilimli Patlıcan Musakka Malzemeleri
- bakın lezzet garanti,bizzat denedim:) -
750 gr. dana kıyma
2 adet soğan
2 diş sarımsak
3-4 adet domates – soyulmuş doğranmış
1 tutam tarçın
1 yemek kaşığı toz şeker
Tuz
Karabiber
Zeytinyağı
 


Ara katlar için Malzemeler
4 adet bostan patlıcanı – ince dilimlenmiş
3 adet patates – ince dilimlenmiş
Ayçiçeği yağı – kızartmak için
 
Sos için Malzemeler
1 yemek kaşığı tereyağı
1 yemek kaşığı un
2 su bardağı süt
Muskat
Tuz
Karabiber


Patlıcan ve patatesleri kızgın derin yağda kızartın. Kağıt havlunun üzerine alın ve fazla yağından kurtulun.
İç harç için, tavaya zeytinyağı alın ve kıymayı kontrollü ateşte kavurun. Ardından soğan ve sarımsağı ekleyin, yumuşatın. Tuz, karabiber ve tarçını ilave edip kavurun ve domatesleri ekleyin. Domatesler suyunu çekinceye kadar kavurun. Şekeri ilave edip eritin.
Sos için, tereyağını eritip, unu kavurun. Sütü ilave edip baharatları ekleyin ve pürüzsüz bir sos kıvamına gelene kadar pişirin. Tuz, karabiber ve muskatla lezzetlendirin.
Bir fırın kabına bir sıra patates ve patlıcan dizin, iç harçtan gezdirin. Bir sıra patates ve patlıcan dizin, iç harçtan gezdirin. Bu şekilde iç harç bitene kadar bir sıra patlıcan bir sıra patates şeklinde yerleştirin.
En son olarak üzerine sosu dökün ve 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 30-35 dakika pişirin.
ardanın mutfagı sağolsun :)

20 Haziran 2015 Cumartesi

bugün biraz çiçek konuşalım istiyorum

12 ayın sultanı Ramazan gelmiş ama biz bugün biraz çiçek konuşalım istiyorum

Kendime ait olan ilk çiçeğim ortaokul yıllarında anneme aldırdığım küstüm çiçeği idi belki bilirsiniz dokundukça yapraklarını kapatırdı yani küserdi :) çok ilgimi çekmişti ve gerçekten tek başıma baktığım ilk çiçeğimdi ve bence çocuklara böyle minik sorumluluklarda verilmeli diye düşünüyorum.
(cümle çok uzun oldu :)

Neyse efendim kendime ait olan ikici çiçeğim de üniversite sondaki kaktüslerim idi,baya uzun bir ara vermişim çiçeklerle ilişkime.Yalnız ben o kaktüslere bakamadım,kaktüs yani dimi nasıl bakamazsın,Kırklareli soğuğunda balkonda unutursan bakamazsın.
Kaktüslerin soğuktan mahvolmuş hallerini bulduğumda inanın ağladım ama başarısızlığıma :) yani nasıl unutursun,nasıl bakamazsın yani sütü taşırdığımda da aynı mantıkla kızarım kendime nasıl unutur da taşırırsın diye sonra evlenene kadar uzun bir ara verdim çiçeklere,ya da ilgimi çekmediler diyebilirim.

Evlendikten sonra evime annemlerden bu bar taburesini aldım ve üstünde bir çiçeğe ihtiyaç duymamla başladı herşey,benim için en başta bir dekorasyon ihtiyacı idi ve tam da ihtiyacım olan yüksek derli toplu duran sade bir çiçek bulup aldık market-ten :)
ne olduysa sonra oldu,içimden botanikçi çıktı ve artık olay'sadece dekorasyon' amacından çıktı :)
tabi çiçekte de bi tarzım olduğunu söyleyebilirim yani ot cinsi salkım saçak,çok yaprak döken çiçekleri sevmem,bi havası olcak o çiçeğin çekicek beni kendine :)
olaya bak dimi :) ama ben böyleyim herşey de yani illa bir anlamı olucak,yakalıcak beni neyse favorilerim her daim kaktüs ve türevleridir çoookta severim yanı sıra ortancalar,lavantalar,sardunyalar,leylaklar,sümbüller,erengüller ve tabii güller,kılıç çiçeği,küpe çiçeği ve orkideler ama yeni yeni:) bu arada yeni evimdeki ilk çiçeğim olan barış çiçeği hani beni çiçek alemine sürükleyen,diğer çiçekler gelince aramız hiç barışmadı,sanırım bana küstü ve ben ona artık hiç çiçek açtıramadım,1 kez haricinde.Normalde hayatta bırakmam peşini özel bakıma ve gözetimime girer ama onu bıraktım,bende bir ot havası uyandırdı ve bende ona küstüm.


ve yerine yenisini koydum :)


Neyse her çiçeğin mutlaka kendine özel has bakımı vardır hiçbir itirazım yok fakat ben temel gözlemlerime dayanarak ve içgüdüsel olarak kendi bakım tekniklerimi çözdüm.

-kaktüs türevleri haricinde özellikle aşırı güneş sever gibi bir bilginiz yok ise yazın sıcak günlerinde sabahtan akşama güneş görecek bir yere koymamanızı tavsiye ederim
-bence her çiçek sabah güneşini sever yani sabahtan öğlene kadar yeterlidir derim
-çiçeklerin yazın öğle sıcağında sulanmıycağını artık hepimiz biliyoruz diye söylemiyorum bile :)
-benim tavsiyem sabah yada akşam sulamanız.
-demlikte yada çay bardaklarında kalmış ve soğumuş çayları çiçeklerinizin dibine dökebilirsiniz,bunu annelerimizden biliriz hepimiz
-sağlıklı bir çiçeğin yaprakları koyu yeşildir,eğer yaprak rengi aldığınızdan sonra koyduğunuz yerde sarıya dönmeye başladıysa yerini değiştirmenizi tavsiye ederim zira güneşi fazla gelmiştir
-yılda 2 defa çiçeklerin diplerine 1 tane küp şeker koyarım,ben bi zararını görmedim
-evde sinek,böcek,arı türevleri ölü bulunca çiçeklerin dibine gömerim :) hiç tiksinmeyin,çiçeğinizin toprağına protein sağlıyorsunuz :)
-çiçek ve saksı arasındaki boyut ilişkisine dikkat etmenizi öneririm şöyle ki çiçeği kendisinden 2,3 kat büyük bir saksıya koyup ta rahat rahat büyüsün mantığına girerseniz çok beklersiniz :)çünkü saksının büyüklüğünden dolayı rahatlayan kökler bütün enerjisini önce köklerin büyümesine verecektir böylece çiçeğiniz bir süre bekleme moduna geçicektir,sonradan bu çiçek niye büyümüyor diye düşünmeyin,saksılarınızı hiç büyültmeyin demiyorum,lakin tamamen çiçeğin gövdesiyle doğru orantılı büyütün diyorum
-sararan yaprakları ve kurumaya dönen çiçeklerini koparın ve çiçeğinize gereksiz yere onlara enerji harcatmamış olun,sararmış yaprak tekrar yeşermez


gelelim örneklerimize ben çiçeksever olduktan sonra çiçeklerimi seralardan almaya başladım çünkü minik alıp kendim büyütmeyi seviyorum çünkü elinizde büyümüş olması ona bağlılığınızı arttırıyor,kedi ya da köpek gibi düşünebilirsiniz :)
alttaki ortancayı da ben 3 yıl önce 1 liraya seradan aldım.1 yıl boyunca çiçek açmadan sadece büyüdü

ve tamda 1 yıl sonra yani geçtiğimiz sene bana bu kocaman enfes çiçekleri verdi,ortanca yukarıda saydıklarımın yanında ekstra bakım ister ki bence bunu kesinlikle hak ediyor çünkü onun çiçeklerine tek kelimeyle bayılıyorum.


ayrıca çiçeklerin evi daha sıcak bir ortama çevirdiklerinin yanı sıra mükemmel bir dekorasyon aracı olduklarını düşünüyorum.

Uzun bir yazı oldu umarım bazı şeylerde yardımcı olabilmişimdir.
Sevgiler...

16 Haziran 2015 Salı

Süs narı - Minyatür nar ağacı


   Yeni merakım evde yetiştirilen minyatür ağaçlar,nar ağaçlarına karşı ayrı bir sempatim olduğu için şimdilik bu şirineyle başladım,ilk bir kaç gün daha az güneş alan bir yere koyduğum için bir kaç çiçeğini dökmüştü ve neyi yanlış yaptığımı çabuk öğrendim,hanımımız kızgın güneş istiyormuş,bende yerini değiştirdim ve tomurcuklarının çiçeklendiğini görünce pek bir mutlu oldum :)

" *Süs narı yetiştirmek sardunya yetiştirmekten bile daha kolaydır. Oldukça dayanıklı bir bitkidir. Tohumdan yetişen mini fidancıkları bir yaşına geldiğinden itibaren artık her yıl kesinlikle çiçek açar. Açmıyorsa güneşten yararlanamıyor ya da toprağı çok kötü demektir. İlkbaharda yapraklandıktan sonra, yeni gelişen dalların ucundan tomurcuklanır. Genellikle yaz ortasından itibaren gücünü meyvelere harcar daha çiçek açmaz.
*Meyve vermesi bir yaşındayken bile kesindir. Çiçeklerinde polenleşme olması kızgın güneş etkisinde kalmasına bağlıdır. Yoksa çiçekler dökülür gider meyve oluşmaz. Cüce narın meyveleri ceviz kadar olur. Meyvelerinin normal büyüklüğe gelebilmesi birkaç yıllık olmasına, yeterince güçlü kök sistemi geliştirmiş olmasına ve toprağının besleyiciliğinin yeterli nitelikte olmasına bağlıdır. Meyveden amaç tohum elde etmek, çok sayıda cüce nar ağacı yetiştirmek ise meyvelerinin büyük olmasına gerek yok. Küçük bir ceviz kadar mini meyvelerinde bile sağlıklı tohumlar oluşur.
*Açık havayı ve kızgın güneşi sever. Öğleden sonra güneşini iyi alırsa çiçek sayısı artacağı gibi meyve vermesi de kesindir. Serin yerlerde çiçeklerde polenleşme mümkün olmaz dolayısıyla meyve vermez."
-netten alıntıdır-

İnsanı mutlu eden 10 küçük şey

Avrupa ve ABD’de yapılan ankete göre, insanları mutlu kılan 10 küçük şey şöyle sıralanmış:


1. Güneşli bir güne uyanmak (kesinlikle katılıyorum:)
2. Yeni serilmiş temiz çarşaf (şiddetle onaylıyorum:)
3. Beklenmedik bir mektup almak (artık pek kaldığını düşünmüyorum)
4. Unutulmuş kağıt para bulmak(sanırım herkes gibi:)
5. Ödeme almak
6. Yabancılardan beklenmedik nezaket görmek
7. Firmaların müşteri ilişkiler departmanının çözüm üretmesi
8. Bir kompliman duymak
9. Hafta sonu için tatil planı yapmak
10. Hediye ya da mesaj almak

Benim sıralamam daha başka olabilirdi tabi ama sizinde mutluluğu getiren küçük şeyleri görmezden gelmemeniz dileğiyle,

Sevgiler..